Cuma

Yazmak benim sığınağım.



Yoğun tempolarda seyreden okul hayatımdan dolayı mı? Yoksa artık gençlik ateşimin yalnızlığımdan dolayı yavaş yavaş sönmeye yüz tutmasından mı? Ya da hali hazırda artık o kadar da ilginç-heyecanlı bir hayatımın olmamasından mı bilmem ama… Neyse ki torunlarımın torunlarına bile anlatılacak gayet sarsıcı yazılar biriktirmişim eski günlerden.

Kendimi toparlayıp doğru düzgün bir şeyler yazamıyorum. Oysa hep dediğim bir laf vardı 'yazmak benim sığınağım'

Çünkü bir şeylerimi anlatabileceğim kimse yoktu etrafta. Zamanla bu anlatamama olgusu anlatabilecek insanlar girse de hayatıma anlatmamaya dönüştü zaten. Hayatı boyunca yüzmemiş bir insanı bir gün denize attığınızda yüzmesini bekleyemezsiniz değil mi? Bilmediği şeyden korkar-kaçar. Çok cesur olduğumu zannedenlere aslında korkağın teki olduğumu söylerim de gülerler. Ben de gülmelerine gülerim…

Her neyse, gitmeler-gelmeler, yapmalar-bozmalar, doğrular-yanlışlar, başlangıçlar-bitişlerle dolu senelerin özetlerini defterlere, kağıtlara sığdırmaya çalıştım yıllarca. Yazarken çok da takip edilesi bir biçimde yazamadığımın farkındayım. Beynim fazla işliyor sözcükler-kelimeler fışkırtıyor. Hepsini birleştirmeye kalkınca cümleler karman çorman oluyor. Beynimi sakinleştirip yazmam gerekiyor bu nedenle. Fakat hayatım boyunca çok nadirdir beynimin sakinleşip de bedenime rahat vermesi…

Oradan girip buradan çıkıyorum işte… Kimi zamanda kolaya kaçıyorum şarkı sözlerine sığınıyorum. O anki hislerimi yeniden yapılandırmak zor geliyor. Zaten var edilmiş olanı kopyalıyorum.

Pek paylaşımcı bir yapım da yoktur. Bu nedenle kimseye gidip de 'ben yazdım oku' diyememişimdir. Bir gün yapmak isterim bunu… Doğru insana, doğru zamanda. Beni tanımak mı istiyorsun git yazdıklarımı oku desem. Diyebilir miyim?

Korkar kaçar mı yazdıklarımdan. Ne yollardan geçmiş bu kız diye yargılar mı? Ben şu hayatta beni yargılamayan tek bir insanla tanışmadım henüz. Tanışırsam ona okuturum söz.

Geçenlerde okudum sadece yazılan kısa bir yazıyla aşık oluş… Gerçekten insanlar birbirlerinin yazdıklarına aşık olabilir mi? Yazılarımızda yansıttığımız kadar gerçek, yalın ve savunmasız kişiliklerimiz de güzel midir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder